1 Nisan 2007 Pazar

Paradox


*’Uçmak için kanatlara ihtiyacın yok.’ Sözünün doğru olması için her şeyini verirsin.İnsanlar tutsak olsa da kelebekler özgürdür bunu biliyorsun.Sen de bir şeylerin esiri olmuşsundur farkında olmadan.Cep telefonun olmadan çıkamazsın.Saatini unuttuğun tüm gün aklındadir Her elini uzattığında onu da görmek istersin.Otomobilin olmadan sanki ayakların kesik.’Ayakkabım olmadığı için üzülürdüm.Ta ki ayakları olmayan birini görene dek.’Bir de bu var…

Cebinde 1000 Lirayı geçikse paran kralsın, şehri satın alabilirsin.Ama

Sen işin değilsin.
Sen bankada ne kadar paran olduğu değilsin.
Sen sürdüğün araba değilsin.
Sen cüzdanındakiler değilsin.
Sen üstündeki kıyafet değilsin.
Sen şarkı söyleyen, dans eden dünyanın b*kusun.

Bu ne kadar da doğru.Bazen bu hisle yürürsün üstün çırılçıplak oluverir…Kaleminle kağıdınla.’Acele etme bırak şehir kendiliğinden aksın ayaklarımızın altından.’
Sonra gezerken sevgilinle yan yana; yana yana değilsindir aslında…Yolun karşısında kaldırımda yalnız yürüyen çocuğa ilişir gözün.O da size bakıyor.’Başka bir yerde, başka bir zamanda uyanabilseydim başka bir insan olarak uyanabilir miydim?’ Ellerin kayıverir sevgilinin ellerinden.Mücadele verirsin gitmemek için…Hayalet Filmi’ndeki gibi sıyrılırsın parmaklarından.O yalnız yürüyen çocuksundur artık.
Bazen birisine ‘hayatım’ dersin aslında hiçbir şeyindir.Sonra bir bakarsın ki gerçekten hayatın olmuş.
Yalnız da yürüsen bırakmıyor işte seni bu kent yosmaları.Her yerden kesiyorlar, sırnaşıyorlar mütemadiyen.Hezeyanlardan bıktın, onları yatağa atma telaşlarından.Zaten ömrünü o gösterip de vermeyen kahpeler yemedi mi?İstemiyorsun artık.’Benim fahişelerle işim olmaz.Onların sadece güzel parfümlerini koklarım.’ Deyip geçiyorsun önünden vitrini; sana anıları değil soğuk mankenin 2. El giysilerini satan mağazadan.
Bir sokak çalgıcısı sağında senin gözün kameran gibi, hani filmlerde olur ya öyle işte.Yaklaşıyorsun 1 Lira attın baş parmağınla vurarak.Düşüyor önündeki kutuya sen uzaklaşarak.Kafa sallayarak selamladı seni çalmaya devam etti … ’Müzisyen sana tüm notaları çalıyor fakat onları yaratan duyguyu veremiyor bu gece nedense.’Kahretsin bu şehir gene ağız dolusu kusmuğu hak ediyor…
‘Çoğu zaman babama acıdığımı hissederdim, ona sevdiğimi söylemediğim için.Aslında kendime acıyordum. Benim söylemeye ihtiyacım, onun duymaya ihtiyacından daha fazlaydı.’
Baban hep yalnızlıktan kaybettiğinden söz ederdi sana.Düşünürsün aslında insan hep yalnızdır bu hayatta.Sonra bir söz daha gelir aklına; tabi ya dersin ‘Tek başımayım, yalnız değilim.’
İsmini 'Merin' koyduğun tüylü hayvancıkla baş başa kalacaksın, onunla yatacaksın gecenin sonunda.Çok zor bu kadar gürültünün arasında sessizce haykırmak.O bile anlamaz artık seni, yalnızlığını.Sene iki bin yedi, paradoxları bitiremedin!’Hiç kimseyle yatamam ruhum kabul etmedikçe.’ Gene olmadı değil mi?İşte yine hüzün, ellerimin arasında yok yüzün!

5 yorum:

  1. Hiç kimseyle yatamam ruhum kabul etmedikçe. Gene olmadı değil mi?İşte yine hüzün, ellerimin arasında yok yüzün! bi tek sen

    YanıtlaSil
  2. 10 senedir hala ara ara girip bakmam peki :( eksik bir şeyler kalmış gibi hep. yine karşılaşalım mı bir yerlerde?

    YanıtlaSil