29 Aralık 2007 Cumartesi

Tıraş


Babam keserdi saçlarımı küçükken, bu hiç hoşuma gitmezdi kimin gider ki? babası kuaför olmadıkça. Üstelik bunu bir kağıt makasıyla yapardı. Aslında gene merhametliydi tavşanlı makaslardan kullanmıyordu. Aslında yoksul olduğumuzdan değil, karşılayacak parası vardı çünkü; belki bunu yaparken anlatılmaz da bir zevk yaşıyordu. Belki babasının ona yaptıklarını o da bize yapacaktı. Bir keresinde atari salonuna girmiştim. Altımda teyze kızlarının verdiği fıstık yeşili pantolon vardı. Atari salonunun sahibi Erol amcanın oğlu ve yanında kendi gibi bir yengeç daha o pantolonu nerden aldın dediler çok aradın mı? O an anlayamıyorsun tabi aldığım yeri tarif etmek istedim. Ama yok tabi. Erol amca Erol Taş'a inanılmaz benziyordu. Filmlerdeki o kötü adam rolünün etkisinden kurtulamayan işgüzar yurttaşların dışarda gezerken onu taşladığını anlatıyordu bir bültende şaşırarak. Erol amca da oğlu da ayrı bir filmdi.